İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

COVID-19 ve Çin Çıkmazı | Kriz Yönetiminin İki Yüzü

Herkesin bir planı vardır, ta ki ağzına yumruğu yiyene kadar.”

Mike Tyson

Belki de 2020 yılına girerken hiç kimse, Çin’de çıkan koronavirüs haberlerinin ajandalardaki planları bu denli değiştireceğini tahmin etmemişti. Başta domuz veya kuş gribi gibi düşünülmüş ve en kötü ihtimalle ebola kadar tehlikeli olabileceği tahmin edilmişti. Ancak hayvan pazarında ortaya çıktığı iddia edilen bir virüs, 3 ayda tüm dünya düzeninin üzerine kabus gibi çökecek ve önceden yapılmış hesaplar, bu sefer çarşıya hiç uymayacaktı…

Mart ayına geldiğimizde insanlık olarak koronavirüs sorunu karşısında, adeta çalışmadığı yerden soru gelen bir öğrenci gibi paralize olmuş durumdaydık. Böyle küresel bir salgına sadece bireysel değil ulusal olarak da hiçbir ülkenin hazır olmadığını gördük. Ancak salgının başlangıç noktası olan Çin’de durumlar çok farklıydı. Nisan ayı sonuna gelindiğinde Çin, Koronavirüs krizini birçok ülkeye göre çok daha hafif atlayacak ve bu durum dünya üzerinde yeni tartışmalara konu olacaktı.

Peki Çin’nin virüsü diğer ülkelere göre hafif atlatmasındaki temel sebep neydi? Koronavirüs krizini başarı ile yönetmesine rağmen neden Çin suçlanıyordu ? Çin, birkaç yüzü olan kriz yönetiminin hangi yüzünü kullanmıştı ?

Tüm bu soruları anlamak için önce krize ait bazı kriterlere bakmak gerekiyor.

-Bu Kriz Sizin Mi?

Kaynak:encyclopedia.ushmm.org

Tarih  27 Şubat 1933’ü gösterdiğinde Almanya Berlin’de, gecenin karanlığını bir yangının alevleri aydınlatacaktı. Yangının adresi ise parlamento binasıydı. Tarih sayfalarına Reichstag Yangını olarak yazılacak bu olay, Almanya’nın tarihinde yeni bir dönüm noktası olacaktı. Olay, bir komünistin parlamento binasını yakması ile başlayacak ancak daha sonra bu olay nedeniyle Hitler’in başında bulunduğu Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi, komünist partisine ait milletvekillerini tutuklayacak ve basın özgürlüğünü sınırlandıracaktı. Ancak olayların sonuçları ve yapılış şekli düşünüldüğünde olayın mimarının Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi olduğu düşünülecekti. Bugün büyük bir çoğunluk tarafından, Hitler’in komünist partiyi ortadan kaldırmak bu planı yaptığı ve binayı yaktırdığını kabul ediyor.

Kaynak: Vikipedi.com

Büyük çapta kriz yönetimi için en kilit unsur krizin hangi yüzü ile karşı karşıya olduğunuzu anlayabilmekten geçer. Krizin yüzünü anlamak için sorulacak ilk soru ise krizin kaynağı ile ilgili olmalıdır. Oluşumu ile ilgili olarak krizleri iki başlık altında değerlendirmek gerekir. Eğer krizi oluşabilecek fırsatlardan faydalanıp yukarı çıkmak için siz yarattıysanız kendi krizinizi çok iyi planlamanız gerekir. Krizi çıkaran kişi, oluşacak tüm belirsizlikleri öngörüp belli kilometretaşlarında nasıl hareket edeceğini detaylı olarak planlayabilir ise krizden başarı ile çıkıp istediğini elde edebilir.

George Soros bir spekülatör olarak kriz yönetiminin ustasıydı. Şüphesiz ki bu başarısı krizleri kendi çıkarması ve çıkardığı krizleri iyi planlamasından geçiyordu. Bir manipülatör olarak İngiltere merkez bankasına savaş açmış ve 1992 yılının Eylül ayında İngiltere ekonomisine büyük bir darbe vurmuştu. İngiltere ekonomisinde “Kara Çarşamba” olarak anılan bu olayda Soros, daha önce aldığı büyük miktarda sterlini satmış ve sabit döviz kurunu dengelemek için İngiliz hükumetinin elindeki döviz rezervini kullanmasını sağlamıştır. Bu olayla birlikte Soros, bir günde yaklaşık 1 milyar dolar kazanarak sterlinin %20 değer kaybetmesini sağlamıştı. 1997 yılında ise aynı taktiği Asya kaplanlarını çökertmek için kullanacak ve büyük Asya krizini yaratacaktır.

-Krizi Planlamak

Krizi, sonuçlarından çıkar sağlamak için siz çıkaracaksanız bu durumu oldukça iyi planlamanız gerekir. Yoksa ipin ucunu kaçırabilir ve kontrolü kaybedebilirsiniz. Soros, Hitler, Talleyrand ve daha nice kendi krizlerini yaratanlar, aslında krizi ve sonrasını çok planlamış ve bunun sonucunda istediklerini almıştır. Bazı üçüncü dünya ülkelerinde hükümetlere karşı yapılan eylem ve ayaklanmaların bizzat hükümetler tarafından yapıldığına dair geliştirilen mesnetsiz komplo teorilerinin sebebi, kriz yönetimin bu yüzünden kaynaklanır. Hükümetler kendilerine karşı oluşan tepkinin gücünü bu sayede görme imkanı bulur. Durum etik olarak her ne kadar tartışmalı olsa da kazanmak için kriz çıkarmak bugün dahi oldukça revaçta bir oyundur. Bu oyunda her adımın planlaması ise kazanmak için en net kriterdir.

-Anonim bir Kriz Ortamı

Eğer içerisinde bulunduğunuz kriz ortamı sizin bir eseriniz değilse o zaman işler çok daha zordur. Böyle bir anda belirsizlik bulutunun içerisinde bir plan yapmak ve bağlı kalarak ilerlemek pek de mümkün değildir. Çünkü bu durum orman yangınlarında olduğu gibi alevlerin nereye doğru ve ne kadar ilerleyeceğine ancak rüzgarın karar veriyor olmasına benzer. İşte böyle durumlar için ana kriter, detaylı bir planlamadan öte ana bir hedef ve bu hedef için alınan cesur kararlar olmalıdır.

Kaynak: Dünya Bülteni

Osmanlı Devleti ilk balkan harbini kaybetmiş ordusunu İstanbul içlerine kadar çekmişti. Koalisyon kuvvetleri Çatalca’ya kadar gelmişti ve başkent tehdit altındaydı. Bu şartlar altında balkan devletleri ile sulh yoluna gidilmişti. Ancak daha sonra toprak paylaşımı sırasında balkan ulusları uzlaşamamış ve aralarında yeni bir savaş çıkmıştı. İşte Enver Paşa bu savaştan oluşan krizden yararlanacak, Meriç nehrine kadar ilerleyecek ve Edirne’yi geri alacaktı.

Savaş koşullarında ilerlemek, tamamen sisli bir havada araç kullanmaya benzer. Sadece gitmeniz gereken hedef için cesurca yola koyulabilirsiniz. Yolda karşınıza çıkabilecekler için hazırlıklı olursunuz ama hangi adımda ne ile karşılaşacağınız planlamanız mümkün değildir.

Mustafa Kemal’in istiklal harbine giden yolu tamamen belirsizliklerle doluydu. Kafasında bir ana planı olsa da yolda karşısına çıkan güçlüklere karşı cesurca eyleme geçmiş ve neticesini almıştır. Aynı durum ikinci dünya savaşı sonrası Fransa başkanı olacak olan general De Gaulle için de geçerliydi. Fransız hükümeti Almanlar ile barışı kabul etmesine rağmen hükümeti çiğneyip savaşa devam demiş ve Özgür Fransa Kuvvetlerini kurmuştur. Bu olaylar, belirsizlik anlarında alınan cesur kararların, içinde bulunan kriz ortamlarından çıkmak için önemli bir unsur olduğunu bir kez daha gösteriyor.

-Çin ve Covid-19 Krizi

Kaynak: Bloomberg.com

Şüphesiz ki 2020 yılı, dünyanın sokaklarını herkesin maske ile gezdiği hastane koridorlarına çevirdi. Wuhan’da başlayan ve küresel bir salgına dönüşen Covid-19 krizi, tahminlerin çok ötesinde bir boyuta ulaşınca, dünya küresel bir krize girdi ve alışılan tüm ezberlerden vazgeçerek evlere kapandı.

Tüm bu küresel salgın içerisinde ise Çin’in virüs ile mücadelesi ciddi tartışma konusu oldu. Bunun en önemli nedeni ise vaka ve ölü sayılarının diğer devletlere göre çok farklı olmasıydı. 328 milyonluk Amerika’da yaklaşık 65 bin, 60 milyonluk İtalya’da ise yaklaşık 25 bin ölü sayısı olmasına rağmen salgının patlak verdiği, 1.5 milyar nüfuslu Çin’de sadece 5 bine yakın insanın ölmesi elbette pek akıl alır gibi değildi. Ayrıca sadece ölü sayıları değil vaka sayılarında da ciddi farklılıklar mevcuttu.

Çin’in başarısı sadece bununla da kalmadı, ürettiği maske ve test kitlerini Avrupa ülkelerine sattı ve bu krizi fırsata çevirmeyi başardı. Avrupa ve Amerika içerisinde virüs etkisini devam ettirse de Çin’de hayatın normal dönmesi için çalışmaların hızlanması herkesi şaşırtmaya devam ediyor. Ayrıca Wuhan’nın şimdiden turistlerin yeni gözdesi olacağı söyleniyor.

Peki Çin nasıl oluyor da bu kadar büyük bir nufüs ve iç içe geçmiş şehirlerine rağmen bu kadar az hasarla bu işi atlattı. Çin, kriz yönetiminin hangi yüzünü kullanıyor?

-Cesaret Mi? Plan Mı?

Kaynak: straitstimes.com

Çin’li yetkililere göre bu durum iyi takip ve idarenin sonucuydu. Ülkedeki bir çok sağlık personeli Wuhan’a çağırmış ve şehri tamamen karantinaya alınmıştı. Ayrıca apartman kapılarına kaynak yapıldığı, halka baskı uygulandığı ya da dışarı çıkanların vurulması yönelik bir dizi radikal karar alındığı da söyleniyor. Ülkedeki ölü sayısı yaklaşık 500 gibi az bir sayı iken 10 gün gibi kısa bir sürede 1000 yataklı hastane yapması ve salgın karşısında çok hızlı aksiyon alması, ölü ve vaka sayısındaki artışın önüne geçti. Büyük resme bakıldığında Çin, sadece salgını kısa bir sürede kontrol altına almakla kalmamış ayrıca geçmişte büyük yatırımlar yaptığı sağlık sistemlerinin meyvesini de toplamışa benziyor.

Ayrıca Çin’de bulunan kamera sistemleri ile tüm vatandaşların izlendiği ve bu işlemler sonucunda pozitif vakanın etrafındaki çember takip edilerek virüsün yayılmasının önlendiği söyleniyor. Tüm bu kararlara bakılırsa Çin, Avrupa ve Amerika’nın alamadığı bir dizi cesur hamle sonucu salgını önlediği görülüyor.

Ancak Çin dışındaki diğer devletlerin ve özellikle Birleşik Devletlerin bakış açısına göre Çin’nin başarısı altında yatan gerçek neden cesur hamleleri değil krizi başından beri planlıyor olması. Karşıt görüşe göre virüs Çin’de üretildi ve yine Çin eliyle tüm dünyaya yayıldı. Yoksa başka türlü bu rakamlar açıklanamazdı. Tüm süreci başından beri planlayan Çin önce çöküyor göründü ancak daha sonra tek bir kurşun atmadan Amerika ile olan savaşını kazandı.

Tabi Çin’deki vaka ve ölü sayısında manipülasyon yapıldığını söyleyen bir kitle de mevcut. Bu savın en büyük nedeni ise Çin’nin Avrupa ve Amerika kadar açık bir devlet olmaması.Ne kadar büyük bir devlet olursa olsun kapalı olmasının yarattığı bagaj, Çin’i her zaman bir adım geride bırakacak bir unsur olarak durmaya devam edecektir.

Tarihe Mayıs 2020 den bakıldığında bu krizi fırsata çeviren Çin olarak görülüyor. Ancak bu fırsatı sağlarken kriz yönetiminin hangi yüzünü kullandığı ise henüz belirsizliğini koruyor. Cesur hamleleriyle mi yoksa kurduğu düzeni iyi planlaması ile mi kazandığını bize gösterecek tek parametre ise zaman. Bu nedenle yaşanan gelişmeler için çok da erken konuşmamak gerekir. Belki de koronavirüs sonrası oluşacak krizi de birileri şimdiden planlamış ve kartları yeniden dağıtmış olabilir.

Paylaş

2 Yorum

  1. Onur Alp Yılmaz Onur Alp Yılmaz

    Çok akıcı bir bilgilendirme yazısı olmuş. Emeğinize sağlık.

  2. Sinan Akdeniz Sinan Akdeniz

    Yazı alınıp gazetelerde yayınlanmalı. Çok beğenerek okudum. Cihan Bey, elinize emeğinize sağlık.

Yorumlar kapatıldı.

Show Buttons
Hide Buttons