İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yönetiliyor-muş gibi Bir Sorun – Küresel Isınma

Küresel ısınma, yıllardır isminden sıklıkla bahsedilmesi ve etkileri konusunda defalarca uyarılmasına karşın gerek politikacılar gerekse milletler bazında gerekli önem verilmeyen çağımızın en büyük sorunu. Bu ilgi eksikliğine rağmen takvim yaprakları 2023 yılına geldiğinde ise küresel ısınma, içinde yaşadığımız dünyada etkilerini daha sık ve sert gösteriyor. Buna rağmen, önemsiz bir kar topu olarak başlayıp şimdi dünyayı altında bırakacak bir çığa dönüşecek bu sorun ile gerçekten mücadele ediliyor mu? Yoksa her zaman olduğu gibi yine yönetiliyor-muş gibi mi yapılıyor?

Etkiler

Küresel ısınma ve yarattığı etki, birçok alanda gündelik yaşamın bir parçası haline geldi. İklimin yarattığı etki geçmişte evden çıkarken “Şemsiyeyi almalı mıyım?” sorusundan “Arabayı örtecek bir battaniye almalı mıyım?” sorusuna evrilmiş olsa da, hayatımız içerisinde bu küçük beyin fırtınasından çok daha fazlasını bıraktı. Yaşam kalitesinden yatırım yapma alışkanlıklarına, aracın tükettiği yakıttan beslenme alışkanlıklarına kadar aslında bu etkiyi küresel çapta görülebiliyor. Sert geçen kışlar, çöl tozları ve hava kirliği veya çöle kar yağması gibi mevsim geçişleri kaynaklı haberlerin ise manşetlerdeki yeri artıyor.

Türkiye özelinde küresel ısınmanın etkilerini değerlendirecek olursak, artık yazları orman yangını haberleri mevsim geçişlerinde ise sel felaketleri haber bültenlerinden eksik olmuyor. Her yıl yaşanan ve artık kronikleşen su stresi ise maalesef alışılmış bir sorun olarak gazetelerdeki yerini koruyor.

Küresel ısınma ile mücadele kapsamında Kyoto sözleşmesi, iklim değişikliği konferansı gibi çok çeşitli oluşumlar ve çalışmalar yapıldı. Birleşmiş milletler düzeyinde konu ile ilgili farkındalık oluşturulması, yeni projeler ile küresel ısınmanın önüne geçilmesi gibi çeşitli çalışmalar yapılıyor. Yenilenebilir enerjiye geçişte yatırımların artması, çevre farkındalığının oluşturulması, atıkların ayrıştırılması gibi gelişmeler geleceğe dair umut vadediyor.

Küresel Isınma için Hayaller ve Hayatlar

Ancak gelinen son noktada ülkeler ve milletler düzeyinde gerekli farkındalığın oluşmadığı aşikâr. Ayrıca kovid 19 ile beraber insanların eve hapsolması ile özgürlüğüne kavuşan doğa, şimdi ekonomilerin eski kayıpları geri kazanması uğruna daha çok kirlenmeye devam ediyor. Ülkelerin temiz enerji politikaları ise Rusya- Ukrayna savaşı gibi siyasi riskler nedeniyle doğalgaz gibi görece temiz enerji kaynağından, kömür ve petrol gibi fosil yakıtlarının kullanımına geçerek mevcut kirliliğin daha çok artmasına sebep oluyor.

Ayrıca küresel ısınma, küresel bir problem olduğu için bu problemin çözümü de çan eğrisine bağlı olduğu ve bu nedenle tüm toplumların üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi beklenmeli. Ancak Covid-19 ile mücadele kapsamında adı birlik olan Avrupa’nın bile birlikte hareket edemediğini düşünürsek küresel çapta bu birliğin oluşmasını beklemenin temenniden öteye geçmeyeceği de aşikar. Dünyadaki enflasyonist ortamın yeniden belirmesi ve blokların yeniden daha kırmızı çizgiler ile ayrılması ise globalizasyon döneminin sona erdiğini gösteriyor. Bu durum ve yaracağı etki ise en çok küresel ısınma ile mücadeleyi güçleştiriyor. Sadece 2022 yılında bir önceki yıla göre küresel ısınma kaynaklı harcamalar 4 katına çıkmışken bu sorunun yaratacağı ekonomik ve politik etkilerin gelecekte çok daha sarsıcı olacağını düşünmek zor değil.

Kovid döneminde kaçacak yeri olmayan insanların eve kapanması bu küresel salgını tüm ülkelerin kendi başlarına vermeleri gereken bir mücadeleye dönüştürdü. Ancak dünyanın bir bölgesinde küresel ısınmanın ağır bedeli ödenirken başka bir yerinde yeni imkanların açılması şüphesiz ki sorunu çok daha farklı ve politik bir boyuta taşıyabilir. Kovid salgınında sadece hastalıkla mücadele eden dünya, küresel ısınma felaketlerinde hem bu etkilerle hem de iç çatışmaları ile mücadele etmek zorunda kalabilir. Yine her zamanki gibi yine tüm insanlığın çıkarlarının gözetileceği söylense de sadece güçlülerin ayakta kalacağı bu sonunu bildiğimiz oyunu izlemek zorunda kalacağız. Bu nedenle gelişmekte olan ülkeler ve gelişmemiş ülkelerin özellikle bu konu üzerinde durması, kıtlık, kuraklık gibi durumlara hazırlıklı olması veya küresel ısınmanın kendi toprakları için yaratacağı fırsatlara karşı açık olması gerekiyor.

Bu nedenle kapitalizm ve ülke çıkarlarına hizmet edemeyen bir formül olmadığı sürece de yeşil enerjinin sadece istenilen fakat kullanılamayan bir enerji çeşidinden daha ileriye gidemeyeceği görülüyor.

Küresel ısınmanın bir farkındalık yaratıp hayatın içerisinde önemli bir yere gelebilmesi için maalesef kişilerin veya kurumların çıkarlarına hizmet etmesi gerekiyor. Maddi bir kazanç sağlamadıktan sonra küresel ısınmaya karşı mücadele fikri, bir arzu imgesi olmaktan öteye geçemiyor. Bu nedenle bu sorunla mücadele için bireysel ve ulusal bazda çıkarlara hitap edecek akımların geliştirilmesi gerekiyor.

Küçük alametleri tamamlanan kıyamet gibi bütün küçük etkilerinin ortaya çıkan küresel ısınmanın, gerçek bir kıyamet senaryosunun gelişme bölümüne gelmeden gerekli özenin gösterilmeyeceği görülüyor. Ve maalesef büyük alametlerin görüldüğü zaman çok geç olacağı bilinmesine rağmen bu senaryolar bir film tadında izlenmeye devam ediyor.

Ancak tüm yaşanan gelişmelere rağmen insanlık tarihi, bölgesel ve küresel çapta yaşanmış birçok sorunun bir şekilde aşıldığını bize defalarca göstermiştir. Vahşi doğadan kaçıp mağaralara sığınan, toprağı kullanan ve maddelere şekil vererek yaşama tutunan bu varlık, elbette ki gelişiminin bir parçası olarak küresel ısınma problemini de bir şekilde çözecektir. Ancak her ne kadar gelişmiş olursa olsun bu problemi çözerken vereceği kayıplar şüphesiz ki vahşi doğadan kaçarken verilecek kayıplardan çok daha fazla olacaktır.

“İklim değişikliği insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biridir ve dünyanın en savunmasız nüfusu en acil risk altında olanlardır. En zengin ulusların – sera gazlarının büyük çoğunluğunu üretenlerin, eylemlerinin, dünyanın geri kalanındaki insanlar için, özellikle de en yoksul ülkelerdeki insanlar için somut sonuçları vardır. – Michael R. Bloomberg”

Paylaş
Show Buttons
Hide Buttons